Finans Kontrol Merkezi,Paranın ve gücün merkezi!!!

Finans Kontrol Merkezi,Paranın ve gücün merkezi!!!
Finansal Yönetim ve Eğitimler ile yurtiçinde ve yurtdışında çözüm ortağıyız.

Biz Finans Kontrol Merkeziyiz, Finansın Merkezindeyiz

  • Finansal Danışmanlık
  • Proje Finansmanı
  • Bankalarla oluşan problemlerin çözümü
  • Mevcut teminatları güncellemek
  • Yeni yatırım süreçleri yönetimi nakit finansman
  • Dış ticaretin finansmanı
  • Paran Kadar Konuş Eğitimleri
  • Müşteri istihbaratı
  • Tarım Kredileri ve Devlet Teşvikleri
  • Hibe,Teşvik,Destek
  • Tedarikçi Analizi
  • İstihbarat ve Mali Analiz
  • Sektör ve Pazar Analizi, müşteri araştırmaları
  • Eğitim (Bilanço Analizi,Dış Ticaretin Finansmanı)

9 Aralık 2016 Cuma

BOŞANMA ÖNCESİ NAKİT PLAN



Öyle ki nikahlı gibi yaşadığımız ama bir türlü tam nikah kıyamadığımız Avrupa Birliğinden boşanmaya kalkmışız...






Pazar payımızı kaybetmek istemediğimiz Avrupa Birliği de aslında  Türkiye pazar payında kayıp yaşamak istemeyecektir. Çünkü AB bizim ona sattığımız maldan daha fazlasını bize satıyor...


Ne yapmak gerek ?


Bence Shangay beşlisi doğru bir hamle..Üretim ile güçlenen Çin  , istihdam,uzay ve bilimde  güçlü Rusya ve Biilişmde güçlenen Hindistan ile birlikte yeni dünya düzeni kurabiliriz. Kolay değil elbet ,hatta çok zor bir süreç ama neden olmasın...


Satış yaptığımız ürün çeşidinde , yatırım tekniğimizde değişikliğe ihtiyacımız olacaktır. Ama elbet işe yarayacaktr..





29 Eylül 2016 Perşembe

Risk Müteahhitte ,KÂR Banka’da …


Risk Müteahhitte ,KÂR Banka’da …

 

Büyük ticari riskler alarak faaliyet gösteren müteahhitlerin kÂr’larının en büyük ortağı bankalar.

Birçok inşaat firması ,bankadan hangi kredi türünü talep etmesi gerektiğini bilmiyor ve sürekli rotatif krediler ile yüksek faiz ödemek zorunda kalıyor. Müteaahidin, Bankalardan Proje finansman ürünlerini talep etmesi  fayda sağlayacaktır. Genelde kullanılan rotatif krediler , detaylı faiz  hesabı yapmayan birçok müteahhidin sonu oluyor. Çünkü rotatif faiz oranları hergün değişiyor.

 

Yaklaşık 2.000.000 kişiye istihdam yaratan İnşaat Sektörünün bankalara olan borcunun 2,5 kat artması göze batan önemli konular arasında yer alıyor. Ancak artan borca karşılık inşaat sektörünün   ekonomiye kattığı değer de büyüme devam ediyor.

Önce harcayan, sonra kazanan bu  sektör  bankalar ile sürekli teminata dayalı iş yaparken  doğru finansal kaynaklara ulaşamıyor. Ülkenin inşaata dayalı ekonomi Modeli devam ettiği müddetçe inşaat sektörünün sağladığı ekonomik büyüme  ve kullandığı kredi hacmi de artmaya devam edecektir.

Bankaların ilk olarak inşaat tamamlanma seviyesine göre kredi  değerleme süreçlerini esnekleştirmesi gerekiyor.Burada mütahhit firmanın banka ile görüşme detayları çok önemli.Bu kısmı genelde önemsemeyn müteahhitler daha sonra teminat ve nakit darboğazı yaşamaya başlıyorlar.

TAAHÜT sektörü Bankalardan istediğini  tam olarak alamıyor.Geçici ve Kesin Teminat Mektubu kullanan inşaatçılar yoğun olarak ihalelere katılıyorlar ,bu durum onların sürekli geçici mektup ihtiyaçlarının oluşmasına sebep oluyor. Ancak birçok banka mektup özelliklerini ayrıştırmadan tek teminat şekli ile firmalara Mektup limiti tahsis ediyor.Halbuki sektör , geçici mektupları daha zayıf teminatla almayı hakkediyor.Zaten ihaleyi kazanan  firma kesin mektubu veriyor.Diğerleri geçicileri iade edip başka ihaleler için tekrar geçici mektup alıyorlar.

Bankalar kredileri neden kıstı ,Piyasa Nasıl açılacak ?


Bankalar kredileri  neden kıstı ,Piyasa Nasıl açılacak ?
 
2016  Terör ve canlı Bombalar ile başladı ,ilk olarak perakende sektör ve turizm daraldı ,satışlar azaldı, karlılık düştü . İç talebin daralmasından korkan bankalar önce turizm,hizmet  ve perakende sektörleri değerlendirirken , bu sektörlere daha az nakit aktardılar,
Rusya krizi sebebi ile  Tavukçuluk sektöründen ve gıdadan uzaklaşan bankalar kaynak aktarımını daralttılar ,  
Sonra bir Kalkışma yaşandı , Kapanan , Kayyum atanan, varlığı son bulan  şirketlerin  borç-alacak dengeleri piyasanın nakit akışını bozdu ,
İşsiz kalan çalışanlar , üzerlerindeki kredi borç yükü ile finans sektöründe  şüpheli alacak baskısı oluşturdu ,  
Ardından  Türkiye’nin  notu düştü ,  Düşen not sebebiyle yabancı yatırımcıların nakit çıkış süreci başladı  ,
Azalan yada azalacak olan nakit  iç piyasayı vurdu ,
Kalkınma Ajansları , Tübitak ,KGF gibi  Kaynakların  işlem hızları  yavaşladı  ,piyasanın fon ihtiyacı arttı ,
Bankalar  ,olumsuz şartların  firmalara etkisinden korktu  emniyeti  daha da artırdı , ek teminat talepleri başladı. 2016 yılınn her çeyrek  döneminde;  şu devre faizlerini de ödesin firmalar ,önümüzü görelim söylemleri ile 3 dönemi de ötelemeye devam etti finans sektörü..Yılın son çeyreğine geldik …
Bugün Türkiye’de kredi  kaynaklarının    dışardan gelen fonlara bağlı olması  sebebiyle artık bankaların  yurtdışından ucuz kredi bulma şansları azaldı   çünkü ülkemiz, yatırım yapmak için riskli ülkedir ,tehlikelidir sınıfına alındı. Bu nasıl oldu ?
 
Amerika’dan Asya’ya kadar dünyada birçok Uluslarası Kredi Derecelendirme Şirketi var.. Ancak sadece 3 tanesi Dünya genelindeki  yatırımlara  yön veriyor. Bu 3 şirketin de  ( S&P , Moody’s ve Fitch  )  Merkezi Amerika’da . Bu şirketlerin ikisi Türkiye’nin notunu “Yatırım Yapılamaz “ seviyeye indirdi .Bunlardan  Fitch ‘in 2016 yılı takviminde Türkiye’yi değerlendirmeyecek olmasına  bir şans diyebiliriz
Türkiye ‘nin  ; Uluslararası  üç reyting kuruluşundan aldığı notların seviyesi şöyledir;
Reyting Kuruluşları
Yatırım Notu
Standard and Poor’s (S&P)
Yatırım Yapılamaz
Fitch Rating
Sınırda
Moody’s
Yatırım Yapılamaz
 
 
 
Not indirimi nedeniyle bir şekilde bir para çıkışı olacak.Bunu biliyoruz sadece tutarın büyüklüğünü tam olarak öngöremiyoruz.
Öngörülebilen diğer risklere değinirsek önlemleri de bu riskler  üzerinden yapılandırabiliriz.  ;
Para çıkışınn yarattığı etki , merkez bankası rezervlerinin azalması, bankaların kredide frene basması olarak devam edecek .Zaten yavaş giden ekonomi biraz daha yavaşlayarak , o  ölçüde işsizliğe yansıyacak. (İşsizlik sosyal travmaları da ayrıca yaratacak )Orta vadede dövizin yükselme ihtimali halen olasılıklar arasında . Bu da enflasyona yansır ve fiyatları artırır. Hem işsizliğin arttığı hem de enflasyonun  birarada yaşandığı  bir dönem oluşabilir.
Bu riskleri azaltmak için  öncelikle “yerli malı kullanarak “ülkenin döviz talebinden kurtulmasını  sağlamak  gerekiyor.Özellikle cari açık için önemli bir önlem .
Bankaların kredilerden ayırdıkları karşılık oralarının azaltılarak bankaların ellerindeki nakdi bollaştırmak gerekiyor Bunu tüm kredi türlerinde uygulamak faydalı olacaktır.
KGF yetki limitlerinin artırılarak firmalara teminat  yaratılması iç piyasayı destekleyecektir. (KGF süreçlerinin hızlanması için süreç denetlemelerinin oluşturulması konuları ise başka önemli bir ayrıntıdır )
Eximbank kaynaklarının banka teminat mektubuna gerek kalmadan kullanılabilmesi iş akışını kolaylaştıracaktır.
Vergi affı sözkonusu olsa bile devam eden faaliyet içerisinde işleri azalan işveren SGK yükü ile karşıkarşıya olduğu için İşveren üzerindeki yük azaltılmalı ,vergi oranları düşürülmelidir.
Devletin yapısal reform içinde bankalara hedef vererek yeni firmalara kredi aktarım oranlarını kontrol etmesi önemli bir başka konu.(Her banka mevcut müşterisi ile kısıtlı ilişkiye devam etmek portföyüne  yeni müşteriler ekleyerek  risk almak istemiyor)
 
Üreten, çalışan, hırslı  girişimcilerle dolu bu ülkede reel sektörün cesur iş insanları daha fazla desteklenmeyi hakkediyor.
 

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Darbe



Sadece para piyasası olarak değerlendirme yaparsak ,Kısa vade içinde finansal  gider  yaratan konular,


1-Darbe girişimi sebebiyle çatışma yaşanmış Maddi hasarlar oluşmuştur,
2-Sigorta hasar maliyetleri oluşmuştur,
3-İzin iptalleri ile iç turizm daralmıştır,
4-Yaşanan can kayıpları tazminat yükü oluşturmuştur ,(Vicdan yükü kadar ağır olamaz ama sadece finansal değerlendirme yapıyoruz)
5-Uzun vadeli kredi kaynaklarında kullandırım tereddütleri oluşmuştur.
6-Görevden alınan 60.000 kişinin ortalama 20.000TL kişi başı borcu olduğu varsayıldığında 20.000*60.000 =1.200.000.000 TL tahsilat şüpheli hale gelmiştir.
7-Üst üste gelen terör saldırıları ile dış turizm gelir ve talepleri daralmıştır.


Bu yıl kısa vadede ödenmesi gereken ülkemize ait yaklaşık 200milyar usd dış borç bulunmaktadır. Çoğunluğu bankalara ait olan bu borçların ödenememesinde endişe eden yurtdışı değerlendirme kuruluşları  ülke notumuzu indirmiştir.


Not indirimi doğru mudur ? Bence değil.Neden ;
* Kısa vade içinde oluşan maddi kayıplarımız olsa bile ,henüz istikrar ve çözüm paketlerimizi görmediler ki not  düşürmeye hakları olsun  .!
*Marketler ve alışveriş alanları yağmalanmadı ,panik yok bu ülke de,
*Bankalara saldırıp parasını çekmek isteyen ,yastık altına talep gösteren mevduat sahibi yok bu ülkede
*Halk ayrışmadı ,umdukları gibi olmadı. HALK BİRLEŞTİ korku oluşmadı ki panik olsun.
*

5 Haziran 2016 Pazar

Türkiye'de Değişim



Her değişen etken ekonomik sistemin yapısında da geçişkenlikler oluşturuyor.


1- Yapısal Değişim ,
 Tarım ekonomisi payının GSYH içinde %10 pay alması , Enbüyük pay sahibi  sektörün Hizmet sektörü olması , Sanayi ekonomisinin %30 pay alması.
Diğital ve teknolojik devrimde başlangıç yapamamış olmamız.
Ben en azından gençlerin bilgisayar oyunu yaratarak satmalarında umutluyum.


2- Göç
Kırsal 'dan Kente Göç  ve Komşulardan Ülkemize göç sebebiyle işsizlik seviyemiz arrtıyor.
Eğer kültürel kriz engellenebilirse nüfusu artan ülkler gelecekte dünyaya hakim olacaklar bu sebeple göçün iyi taraını da değerlendirmek erekr.


3- Eğitim


Eğitim süreçleri sürekli farklılaşıyor ve istikrarsız eğitim programları , uluslarası yarışmalarda ülkemiz gençlerini başarısızlığa sürüklüyor.


Ezberci eğitim  sisteminden kurtulamadık .eğitim ve deneyim bir arada olmalı.


4-Politika


Ya seçim sürecindeyiz  ,ya da seçilenlerin değiştiği dönemdeyiz. Her değişim ekonomide tepkiye yok aıyor.





8 Mayıs 2016 Pazar

Üst fon kuruluyor



girişimcilerin Finansmana erişim sorununu ortadan kaldırmak için üst fon kuruluş  sürecinin tamamlanarak faaliyete geçmesi merakla beklediğim br süreç.
Bahse konu fon 1 Milyar TL ile kurulacağı için birçok Girişimciye cansuyu olma ihtimali var.







24 Şubat 2016 Çarşamba

Yıl 2016 ,Borçlu Türkiye



2015 yılında cari açığımız  32,5 milyar usd olarak gerçekleşti.Bu ne demek ? Yurtdışına Borcumuz Alacağımızdan 32,5 milyar Usd fazla demek.




2015 yılında yurtdışından aldığımız mallar , yurtdışına sattığımız maldan fazla demek ? Bu durumda 32,5 milyar USD   olan açığı  bir şekilde finanse etmemiz gerekiyor.




Keşke sadece Cari açıktan kaynaklı 32,5 milyar USD yi düşünmek olsaydı tek derdimiz.....




Oysa ki ,2016 yılında  ayrıca ÖDENMESİ GEREKEN DIŞ BORÇ toplamımız 172,5 Milyar USD






Sözün özü  , cari açığık rakamını da eklersek , bu yıl toplam 205,7 Milyar Usd  yurt dışına borçlarımızı ödememiz gerekiyor.




2016 zor bir yıl olacak . Borçların bir kısmını  ötelemek için çabamız bol olacak .







21 Ocak 2016 Perşembe

Ekonomi Ligi







Henüz Dünya ekonomi ligi açıklanmandı.2015 yıl sonu verileri merak konusu.
Dünyadan azalan hızda devam eden nüfus artışı büyümeyi yavaşlatmaktadır.Nüfus artışı yüksek olan ülkeler Dünya ekonomi liginde yükselen değer olacaktır.Bu sebeple Göçmen Politikaları da  yaşlı nüfusa sahip ülkeler için önem arzetmektedir.Ekonomilerin hem çalıştırmak için genç nüfusa hem de tüketim için nüfusa ihtiyacı vardır.
Türkiye nin de nüfus artış hızı yavaşlamıştır. Ayrıca Türkiye'nin hedefi 2023 yılında ilk10 ekonomi arasında yer almaktırancak artan usd kuru sebebiyle TL gelir elde eden ülke olarak sürekli USD bazında yarattığımı hasılat gerilemektedir.Bu sebeple 2023 hedefleride ilk 10 ekonomi arasında yer almak biraz zor görümektedir.