Finans Kontrol Merkezi,Paranın ve gücün merkezi!!!
Biz Finans Kontrol Merkeziyiz, Finansın Merkezindeyiz
- Finansal Danışmanlık
- Proje Finansmanı
- Bankalarla oluşan problemlerin çözümü
- Mevcut teminatları güncellemek
- Yeni yatırım süreçleri yönetimi nakit finansman
- Dış ticaretin finansmanı
- Paran Kadar Konuş Eğitimleri
- Müşteri istihbaratı
- Tarım Kredileri ve Devlet Teşvikleri
- Hibe,Teşvik,Destek
- Tedarikçi Analizi
- İstihbarat ve Mali Analiz
- Sektör ve Pazar Analizi, müşteri araştırmaları
- Eğitim (Bilanço Analizi,Dış Ticaretin Finansmanı)
29 Kasım 2014 Cumartesi
Türkiye'de risk Yönetimi
Risk Yönetimi
Şirketlerde risk yönetimi için , öncelikle olaya bağlı riskleri tanımlamak gerekiyor
Pazar Riski(Oran ,Fiyat ve Endeks risklerini içerir)
Lİkidite Riski
Operasyonel Risk
Kredi Riski
Hukuksal Risk
Her departmanın ilgili risk grubu ile eşleştirilerek ŞİRKET RİSK HARİTASI çıkarılması önemli.
Ülkeyi de bir şirket bilançosu gibi düşünürsek ,
Günümüz Türkiye'si RİSK grubu,
Politik Risk
Jeopolitik Risk
Ekonomik Risk olarak ayrışıyor.
Önümüzde seçim dönemi olsa bile, yabancılar açısından politik açıdan risk olmadığı satın alınmış görünüyor.Bu durum para hareketliliğinin yok hızlı değişmeyeceğine yönelik bir işaret.
Jeopolitik duruma bakıldığında komşularımızın ekonomik verileri örneğin , Yunanistan'da devam eden mali kriz, Rusya'nın üst üste negatif büyüme beklentisinde bulunması yada iç savaşı aktif olan komşular dikkate alındığında Türkiye %3-%4 büyüme öngörüsü ile çevresine göre göreceli olarak daha iyi durumda.
Ekonomik Risk Yönetimi bizim ilk başlığımız olmalı.
STAGFLASYON .=Enflasyon+Durgunluk .Hem Enflasyon ist ortamda bulunan ama enflasyonist ortamın tersine Durgunluk yaşayan Türkiye için uygulanan Tedbirler , Makro ihtiyati politikalar deyimi ile gündemimize yerleşiyor.Bugün, finansal sistemde (bankalar, sigorta şirketleri, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve diğerleri) ortaya çıkabilecek riskleri denetlemek ve düşürmek amacını güden bu makro ihtiyati önlemleri ,ticari şirketlerin kendi risk yönetimlerini yapabilmeleri için iyi takip edilmeleri gerekiyor.
Etiketler:
makro ihtiyati tedbir,
Önlem,
pazar riski,
risk,
Türkiye,
yönetim
21 Eylül 2014 Pazar
Enflasyonu da İTHAL EDİYORUZ...
KUR....
Biz cari açığı olan bir ülkeyiz..
Bu ne demek ?
İthalat ihracattan fazla veriyor demek .
Kur artarsa ne olur ?
Enflasyonu tetikler .Çünkü ithal ettiğimiz ürünler ihracatımızdan fazla.
Kur sebebi ile yüksek fiyat ile ülkeye giren mal enflasyonu tetikler.
Kur artışı İhracatçı için avantajlı desek de ,ithalatımız daha fazla olduğu için ne yazık ki enflasyona etkisi kaçınılmazdır.
Bu sebeple Enflasyonu da ithal ediyoruz....
Etiketler:
Bütçe,
Eğitim,
Ekip oluşturma,
ENFLASYON,
Finansçı olmayanlar için Finansman,
herşey dahil,
Kredi,
Liderlik,
Mali Analiz,
Mentörlük,
Pazarlama,
Satış,
Yatırım
Küllüm Beleş !
Küllüm Beleş!
Otelin biri Küllüm Beleş sloganı ile ülkeye Arap turistleri çekme konusunda başarı göstermiş. Öyle ki ,giderlerken plazma televizonları da beleş zanneden Arap'lar televizyonları yanlarına almayı ihmal etmemişler.
Akıllı otel yönetimi "öngörülü fiyat politikası" sayesinde bu işten zararlı değil bolca karlı çıkmış..Arapların ziyaretlerinin ardı ardı kesilmemiş bu kampanya ile...
Ülke turizm sektörü akılcı politikalar ile canlanıyor. Ülke sanayisinin de "Küllüm Beleş " kampanyalara ihtiyacı var. Fiyat öngörüsü net olduğu yani PAZARI iyi tanıdığımız müddettçe kar etmeme şansımız yok.
Küllüm Beleş =Herşey Dahil
Önemli olan müşteriyi buraya ürün ve hizmet kalitesi ile çekebilmek.
Her yıl ülkemizde üretici kesim, hizmet sektörüne kayıyor ve imalat sanayi daralıyor.
Büyüyen imalat sanayimiz ise ağırlıklı olarak yabancı sermaye etkisi ile oluşuyor.
Satış sonrası hizmetler fiyatın içinde yer almalı ki fark yaratalım. Bugün okul çantasını" 30 yıl garanti" verme taahhüdü ile yüksek fiyata satan markalar var.
Yeni dünya ekonomisi artık müşterinin sadece bugünkü beklentisini değil gelecekteki ürün beklentisini de içeren fiyat ve hizmet politikalarını içinde barındırıyor.
Mal yada hizmeti satın aldıktan sonra bir daha ödeme yapmaya gerek duymayan tüketici KÜLLÜM BELEŞ kampanya mutluluğunu yaşıyor..
Etiketler:
ENFLASYON,
herşey dahil,
Kredi,
Yatırım
4 Eylül 2014 Perşembe
Büyük balık küçük balığı yutamıyor ,çünkü yakalayamıyor….
Türkiye'de
ortalama firma ömürleri 10 yıldan az olup
birçok firma, finansal yönetimi doğru yapamadığı , hızlı ve uygun strateji geliştiremediği ve Pazar fırsatlarını doğru
değerlendiremediği için uzun yaşama şansını yakalayamamaktadır.
Yeni dünya ticaretinde , “Büyük balık küçük balığı yutar “ devri kapanmış,
artık “hızlı balık yavaş balığı avlar” dönemi başlamıştır.
2023
hedeflerine ulaşabilmek için Kobiler ,Yeni Girişimciler ,Tarım Firmaları ve Ticari firmalar için çeşitli fırsatlar ve
teşvikler sunulmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönem “fırsatlar dönemi “ olup
hızlı balık olma yolunda doğru yatırımlara yönelmek hem kişisel kazançlarımız,
hem ülkeye katma değer yaratmak için faydalı olacaktır.
Örneğin; 8
milyon TL ve bu bakiyenin altında
cirosu olan KOBI ‘ler ;belirlenmiş
olan Sahil kıyısı olan bölgelerde Butik otel yada yöresel restoran açmaları
durumunda devlet teşviği alabiliyorlar. Otelin yarısını devlet
ödüyor….Cazip değil mi?
Zeytinyağı
fabrikası kurmaya teşvik var.Ayrıca ,ihraç edilen zeytinyağına da teşvik var.
Ülkemiz zeytinyağı ihracatında 5 litre ve altında ambalajlanmış ürün miktarı yeterli sayıda yer almıyor.Litre miktarı küçük olan Ambalajlı ve markalı ürün satışlarına teşvik
var!! Bursa’nın zeytin yetiştirmeye elverişli Doğasını fırsata döndürme
zamanı..
Ülkemiz ihracat yapısına bakıldığında, ihracatın
önemli bir kısmı yerleşik yabancı etkisi
ile sağlanmaktadır. İhracatta ,Yerleşik
yabancı etkisi ve konsantrasyon azaltılarak yerli sanayicinin payının
artırılması hedefleniyor. Bu sebeple Serbest ticaret anlaşmaları yapılıyor, ülkeler
arası teşvik paketleri oluşturuluyor.
Mesela, Güney Kore'ye ihracat
potansiyeli olan tarım ve gıda ürünleri arasında su ürünleri, mayalar,
endüstriyel bitkiler, şekerli ve çikolatalı mamuller, meyve suyu, makarna, zeytinyağı,
buğday unu ve kabuksuz fındık; sanayi ürünleri arasında ise plastik borular,
plastik mutfak eşyaları, bayan giyim, mücevherat, inşaat demirleri , kablo ve
teller bulunuyor.
Ülkemizin büyüme hızı ortalaması hemen hemen her
dönemde %5 ler seviyesinde yer
almaktadır. Ancak 2023 hedeflerine ulaşmak
için bu ortalamanın %7 üzerine
taşınması gerekmektedir. Her bir firma bu hedefe göre strateji belirlemelidir ki ülke hedefinde sapma yaşamayalım….
Ülkemiz
üretim ve ticaret hacmi her geçen gün
büyümektedir ancak rakip ülkelerin büyüme hızı
halen bizim performansımızın
önünde devam etmektedir. Hızımızı artırıp depar atmazsak, 2023
hedeflerini yakalamak mümkün olamayacaktır. Çünkü şu an için 10. ekonomi olan
Hindistan ‘ın GSYH ‘sı 1,871,000 USD ‘dir. (Türkiye 820,000 Usd,17. ekonomidir.)
Biz büyürken Hindistan da Büyümeye devam edecektir.
*BRICS
ülkelerine kıyasla büyüme hızı,
enflasyon gibi temel makro verilere
baktığımızda Türkiye bu ülkelerin gerisinde kalmaktadır. Üstelik ülkemizin kötü
dönemi dediğimiz 1992-2002
dönemlerindeki makro temel verileri beğenmezken iyi dediğimiz 2003-2013 dönemlerinde makro veriler önceki dönemden daha da geriye
gelmiştir.
Güçlü
yönler,zayıf yönler,fırsatlar ve tehditleri bilirsek ,başarmamak için önümüzde
hiçbir engelimiz kalmamış demektir.
6 Temmuz 2014 Pazar
Orta Gelir Tuzağı
Son 5-6 yıldır , Türkiye'nin kişi başına düşen milli geliri, 10 bin dolar seviyesinde.Kişi başına düşen milli gelirde artış sağlanamıyor.Bu duruma “Orta gelir tuzağı” deniyor.Yüksek gelir seviyesine ulaşmak için yükseliş trendi yakalanamıyor.
Fakirlikten orta halli seviyeye yükselmek daha kolay, orta hallilikten yüksek gelir seviyesine ulaşmak daha zor oluyor.
Fakir ülkelerin,ücret seviyesinin düşük olması sebebiyle orta gelir seviyesine daha kolay ulaşılıyor.
Orta gelir seviyesine ulaşldıktan sonra ,ücretler yükselmiş oluyor.Kısır döngü başlıyor.
2023 yılı için hedeflenen yüksek gelir grubuna "kişi başı 25,000 usd milli gelire" ulaşmak çok kolay görünmüyor.
Bu durumdan kurtulmanın en etkili 1. çözümü ,ileri teknoloji üretebilmek (çünkü yüksek katmadeğer sağlıyor), 2. çözümü ise ithal ikamesidir.Çünkü ithal edilen ürün satın alındığında ,içinde ARGE maliyetini de barındırıyor. Ülkemizde Arge yatırımlarının özendirilmesi gerekiyor.
Son dönemde bu konuya ilişkin çalışmalar başlatıldı .Türkiye'de üretilmeyen ve ithal edilen ürünlerin G.T.İ.P (Gümrük tarife istatistik pozisyonları ) detayları inceleniyor. İthal edilen bu ürünleri iç piyasada üretmek için , hangi firmalarımızın kapasite ve yeterliliklerinin olduğu sektör bazında araştırılıyor.Tespitler sonucunda firmalar ile irtibat sağlanarak, iç piyasada üretim başlatılması hedefleniyor. ( Bu durum aynı zamanda cari açığın düşürülmesini de hedeflemektedir)
Firmaların ARGE yatırımlarını artırmaları için Ekonomi Bakanlığı önderliğinde kümelenme çalışmaları yapılıyor.Firma bazlı eğitim veriliyor.İçinde bulunduğumuz durum son derece önemseniyor ciddi çözüm süreçleri üretiliyor.
Ar-ge yatırımlarının MARKA'laşma ile birlikte desteklenmesi gerekiyor.Markalaşma destekleri henüz tam kıvamına ulaşmış değil.Desteklere ilişkin meblağlar nispeten küçük kalıyor.Ayrıca sadece ürünlerin değil, kentlerin de markalaşması gerekiyor. Her kentin bir logosunun olması gerektiğini düşünüyorum.Kentlerin markalaşması , Şirketlere ve bireylere örnek teşkil edecektir.Bu sayede toplumsal kültür oluşabilecektir.Bu durum makrodan mikroya markalaşmayı özendirme imkanı sağlayacaktır.
YERLİ MALI HAFTA'larının tekrar başlatılması, toplumda yeni bir heyecan yaratabilir.
Üretim büyümenin temelidir.Konusu ne olursa olsun. Hizmet , sanayi,teknoloji ,tasarım vs. Yeter ki amacımız üreterek büyümek olsun.
Google yerine, yerli arama motorlarının oluşturulması, facebook gibi yeni ve yerli bir sosyal ağ yaratılması için yarışma başlatılması gibi örnekler oluşturulabilir.
Heyecan veren ,küçük adımlar ama büyük sonuçlara ihtiyacımız var !!!
Etiketler:
arge,
G.T.İ.P,
Marka,
orta gelir tuzağı,
Yerli Malı haftası
27 Haziran 2014 Cuma
Aslında Faiz yokmuş!
Aslında FAİZ yokmuş?
En başından konuya bakarsak.
Önce para basılıyor. Diyelim ki , 1000 birim para bastık.
Basılan 1000 birimlik paranın öncelikle birilerine borç olarak verilmesi gerekiyor. Borç olarak verdiğimiz için bir bedeli var tabii.%10 faiz istediğimizi varsayalım.Bastığımız parayı devlete ,kamu borcu adı altında satıyoruz.Bu para , devlet iç borçlanma senetleri ile halka,bankalara faiz karşılığı dağıtılıyor.
Şİmdi soruyorum faiz nerede ?
Zaten sadece 1000 birim para bastıysan ,ortada basılmış sadece 1000 birim para var demektir ve hepsini de borç olarak satmışsındır. Faizi ödeyecek basılmış para yok ki geriye faiz ödeyesin.!!!
1-Yeni para basacaksın ki faiz üretesin ...AMA bu yeni bastığın ve sattığın paranın da faizi var ?
2. bastığın para 1. bastığının faizini karşılasada kendini karşılamayacak. Hesap hep açık kalacak demektir.Bu durumda sistem birilerinin var olması birilerinin de yok olması üzerine kurulu demektir.
Bunun adına kapitalist sistem diyoruz.Birisi batmadan ,yok olmadan, diğerinin var olması mümkün değil. O sebeple her zaman birileri krizi yaşacak demektir.Kriz bizimle hep kolkola...
2- Ortada basılı para miktarı zaten belli.Müşterine, senden anapara geri ödemeni istemiyorum ki ! sadece faiz öde diyeceksin. O müşteri faizi sana geri ödedikçe ,sana paranın bir kısmı geri dönecek ama piyasada dönen para miktarı azalacak .Hal böyle olunca ,malların fiyatı artacak. HOŞGELDİN ENFLASYON.
Kısaca ,en başından konuya bakarsak olmayan para için didinip duruyoruz.Faiz hiç yokmuş zaten. Faiz bir rüya , güzel rüyalar ve kabuslar hep aynı sürecin içerisinde var olmaya mahkum!
Sinem Toplan
Finans Kontrol Merkezi
sinemtoplan@hotmail.com
Etiketler:
banka,
Danışmanlık,
ENFLASYON,
FAİZ,
Finansal Danışman,
Para,
Sinem Toplan
19 Haziran 2014 Perşembe
Kredi yada Leasing ?
Kredi mi? Leasing mi?
Borçlanma yöntemini uzun vadeli seçmek nakit akışımızın kontrolünü kolaylaştıracaktır.
Uzun vadeli finansman banka yada leasing aracılığı ile gerçekleşebilir.
Tüm Borçlar arasında ,kısa vadeli kredi toplamı fazlaysa , en kısa zamanda bu kredileri uzun vadeli ve taksitli hale getirmek bilançonuzu güçlendirecek ve şirketiniz nakit akışını düzenleyecektir.
Bankalar uzun vadeli kredileri vermek için talebinizi en ince detayına kadar değerlendiriyor , kredi için mutlaka gayrimenkul ipoteği istiyor, İpotek alınacak yerin ekspertiz değerinin %25 yada %40 eksiği kadar kredilendirme yapıyor. Banka çok uzun vade seçeneği kullandırmayı tercih etmeyip 60 ay vadeyi geçmemeye özen gösteriyor.
Leasing şirketinde durum bankadan biraz daha farklı işliyor.Sat ve kirala sistemi ,birçok ihtiyaca çözüm oluyor.120 aya varan vade imkanı sözkonusu.Alım satıma konu gayrmenkulün genelde %90 ına finansman sağlayabiliyor.Bankaya göre elinize daha fazla nakit geçiyor. Vadelerin uzunluğu nakit yönetimini ayarlamakta fırsat sunuyor.
Eğer yeni bir yatırım planlıyorsanız, bankaların özel anlaşma yaptığı kaynaklarından faydalanabilirsiniz. Kalkınma bankası , Dünya bankası,Avrupa Yatırım Bankası vs. gibi tüm finansman kaynaklarını kullanmak mümkün.Ancak bu kredi seçenekleri toplam sabit yatırım tutarının %50 yada %75 ini finanse ediyor. Yatırım için temel ihtiyaç nakit !! ve nakdin yönetimi.
Leasing , yatırım yada uzun vadeli kredi yapılandırmasında nasıl devreye giriyor?
Öncelikle şirketin üzerine kayıtlı , dükkan,ofis,fabrika,depo ,tarla yada otel bulunması gerekiyor. Şirkete kayıtlı gayrmenkul, Leasing şirketine satılıyor. Leasing şirketinden aynı gayrimenkul kiralanıyor. Kira ödemeleri bittiğinde gayrimenkul tekrar sizin oluyor. Kendi gayrimenkulünüzü taksitle leasing şirketinden kira ödeyerek geri almış oluyorsunuz.
Bu işlemin faydası nedir derseniz öncelikle gayrimenkulünüzün bilançonuzda güncel değerleri yerine ,eski değerleri bulunuyorsa, değerini vergi ödemeden güncellemiş oluyorsunuz.Leasing şirketine yaptığınız satıştan ve geri alımdan doğan vergiler istisna olduğu için vergi avantajı sağlıyorsunuz.Leasing kiralarına vergi ödemiyorsunuz.Ayrıca,tüm bu alım-satıma ilişkin %100 kurumlar vergisi istinası uygulanıyor.
Piyasanın daraldığı şu günlerde leasing şirketi yurtdışından ucuz maliyetli borçlanmayı başardıysa , firmalara bankalardan daha uygun fiyat ile finansman sunabiliyor.
Vergi avantajları ,bilançoyu güçlendirmesi, uzun vadeli kaynak yaratması ,uygun maliyetli finansman sunabilmesi sebebiyle Leasing ile finansman FIRSATINI kullanma zamanıdır...!
Etiketler:
Danışmanlık,
Finansal Danışman,
Kredi,
leasing,
Sinem Toplan,
uzun vade,
Yatırım
10 Haziran 2014 Salı
Avrupa Yeşil Başkent Ödülü
Avrupa Yeşil Başkent
Ödülü
YAŞAM İÇİN YEŞİL ŞEHİRLER kapsamındaki, Avrupa Yeşil Başkent
ödüllleri için 2017 yılı başvuruları başladı.
2014 yılı için Bursa ve bu yarışmaya
başvurmuştu.Ancak kazanamadı .2014 yılının kazananı Kopenhag oldu.2015
yılı için ise Kütahya yarışmaya Başvurdu .Ancak o da kazanamadı.
Avrupa Birliğine üye
olan yada aday olan ülkeler arasında ,iddialı
projeleri olan kentler yarışıyor.
Projeler çok kolay
değil. Örneğin, 2014 yılında, kazanan şehir olan Kopenhag’ın projeleri
kıskanılacak kadar güzel.”Akıllı sokaklar ve Güneş Karayolları” projesi; güneş
enerjisinden kar ve buz eritme
sistemleri kurulmasını , elektrili araçların şarj sitemlerinin oluşturulmasını ,gece görüşü far panel ve ışık sistemlerinin kurulmasını
içeriyor.Yenilenebilir enerjiyi özendiriyor.
2014 için Bursa
projeleri yetersiz kaldı.Son dönemde, lojistik köylerin kurulması ,elektrikli
dolmuşlar ile ulaşımın sağlanması gibi sivil toplum kuruluşlarının da sinerjisi ile Bursa yeni projeler üretiyor. Dolaylı olarak Gürültü kirliliği,ışık kirliliği ,hava kirliliği
önlem paketlerini oluşturmaya başladı.Henüz yeterli değil ama bu daha başlangıç…..
2011 yılının kazanan şehri olan Hamburg projeleri arasında ,
kişi başına düşen karbondioksit
emisyonunu azaltmak gibi iddialı hedefler ve gerçekleşmeler yer alıyor.
Türkiye’de çevre bilinci yeni oluşmaya başladı. Henüz çok
başarılı sistem kuramamış olsak da ,biz yarışmaları seven bir toplumuz.Belki de
yarışma kazanma hırslarımız sayesinde çevre bilincini geliştirme imkanı
yakalayacağız.Fanatik duygularımızı ,faydalı yarışmalara kanalize edebilmek için belediyenin biraz daha reklam ve tanıtım
ile halkı bu oluşuma dahil etmesi yeterli.
Marka Kent olmak için mücadele veren Bursa bu ödülü mutlaka
alacaktır. Kültürel miraslarımız içerisinde bu ödüller yer almalı , çevre temeline dayalı yapısal
projeler sayesinde turist çekme kapasitemiz gelişmeli ve bu sayede turizm gelirimiz artmalıdır.
Etiketler:
Avrupa,
Bursa.ödül,
Sinem Toplan,
Yeşil
6 Haziran 2014 Cuma
Avrupa faiz indirdi ,Tatilciler Avrupa yolcusu..
Avrupa Merkez Bankası faiz indirimi ile Euro bölgesinde büyümeyi canlandırmak istedi.
Bu kararı ile Türkiye'de de canlanmayı da tetikledi.
İlk olarak, Avrupalı Yatırımcı kendi ülkesinden alamadığı faiz oranını Türkiye'den temin edebileceği için Türkiye'ye Eur para girişi olacaktır.
Bu durum Türkiye'de Eur 'nun bollanmasına sebep olacak. Eur'nun bollanması fiyatını düşüreceğinden yurt dışı gezi turların fiyatı ucuzlamış
olacak .Bence bu yaz erken rezervasyon yapamayanlar üzülmesin ,yurtdışına tatil kurlardan dolayı avantajlı olabilir.
Türkiye'ye Para girişi sadece Avrupalı yatırımcı tarafından gerçekleşmeyecektir.
Avrupa Merkez bankası gecelik borç alma faizini -0,10'a indirdi.Avrupa'da bulunan bankalar ellerinde kalan parayı Avrupa Merkez bankasına satmak yerine
kredi olarak piyasaya kullandırmak isteyeceklerdir.Bu kredilerde, direkt yada endirekt olarak da ülkemize giriş sağlayacaktır.
1-Kredi kullanan Avrupalı firmalar , GSYİH 'sının %49' u dış ticaretten oluşan Türkiye ile ticaret yapacaklardır.Bu sayede ihracat girdisi ile ülkemzde Eur
bollanacaktır.
2-Sendikasyon kredileri ile Türk bankalarının, Avrupa Bankalarından direkt kredi kullanımları da muhtemeldir.
Bu durumda hem kredi, hem tasarruf yönüyle,Avrupa'da fazlalaşan likiditenin cazip faiz oranlarımız sebebiyle ülkemize giriş yapacağı düşünülürse ,yakında bizimde Merkez Bankamızın faiz indirme kararı sözkonusu olabilir.
Sinem Toplan
Finans Kontrol Merkezi
2014
Etiketler:
Avrupa Merkez Bankası,
Danışman,
Eur,
Faiz,
Finansal Danışmanlık,
kur,
Sinem Toplan
3 Haziran 2014 Salı
Türk Lira'sının arka yüzüne Bursa logosu yakışır.
Ekonomik değerlerin başlangıç merkezi daima Bursa olmuştur.
Osmanlı tarihinde, ilk sikke Osmangazi Döneminde basılmıştır. İlk akçe ise Orhangazi tarafından gümüş olarak Bursa'da basılmıştır.
Geçmişten günümüze kadar, yarattığı tüm katma değerler dikkate alınırsa BURSA, baknotların arkasında görsel olarak yer almayı hak etmektedir.
Banknotların arkasında bugüne kadar tarihe mal olmuş şahsiyetlerin portreleri yer almıştır. Oysa ki ,tarihe mal olmuş şehirlerimiz de mevcuttur. Değerine değer katmaya devam eden Bursa, markalaşma sürecini tamamlarken ,şehrin simgelerinin banknot arkasında yer alması toplumda ki marka gücümüzü artıracaktır.
Bursa bugüne kadar Havlu,gazoz ,meyvasuyu, kestane şekeri ve daha nice sektörel ürün ile ekonomik olarak ,kendi marka değerlerini yaratmış olup ,yeni markalar yaratmaya devam etmektedir.
Günümüzde Ekonomi Bakanlığı ,markalaşma konusuna önem vermekte ve Turqualıty programı kapsamında bu faaliyetine yön vermektedir.Ancak ,markalaşmak sadece şirketler için değil, kentler için de önemli ve gereklidir.
Marka kent olmak için kamu desteği şart.
Bursa , sanayi tesislerinin sayısı, kurulu güç kapasitesi miktarı itibariyle, "Türkiye'nin Sanayi Üssü" durumundadır.
Tüm lojistik dezavantajlarına (Havaalanı,liman ve trenyolu eksiklikleri) rağmen Türkiye'nin ekonomideki ilk 3 şehri arasında yer almaktadır.
Türkiye ve Dünya ortalamasından daha hızlı büyüyen şehir konumundadır.
Ülkenin 2 .büyük ihracatçı kentidir.
Ekonomi zirvelerin ev sahibidir. Ekonominin kalbidir.
Türkiye'nin en büyük kış ve doğa spor merkezidir.
Bursa'nın bugünkü ve tarihteki gücü dikkate alınırsa tüm ülke için Markadeğeri taşımalıdır.Bu sebeple Banknotlar'da yer alan ilk şehir olmak ,ilk marka kent olmak Bursa'ya yakışır.
Osmanlının başkenti olarak kurulma özelliği,
İlk akçenin basıldığı yer olması,
Kurulan hanlar ile ticareti başlatması
İpekyolu 'nda Asya'ya açılan kapı olması ,(Osmanlı ipek üretim ve ticaretinin merkeziydi)
Bizans ve Osmanlının kültürel mirasını barındırması şehirn geçmişten gelen gücüdür.
Şehir dünü ,bugünü ve yarını ile Banknotlarda yerini almalıdır.
Etiketler:
Banknot,
Bursa,
Finans,
ihracatçı,
İpekyolu,
Kredi,
Marka kent,
Para,
Para arzı,
Sinem Toplan
1 Haziran 2014 Pazar
Küçük Girişimcinin Otel ve restoran sahibi olma zamanı!
Küçük girişimcinin Otel ve restoran sahibi olma zamanı !
Hayal değil ,gerçek!
2014 yılında yeni bir dönem başladı.Kırsal Turizm yatırımlarına teşvik veriliyor.
Nüfusu 20,000 kişinin altında olan Kırsal alanlarda , turizme hizmet eden herhangi bir yatırım yaparsak devlet destekleri ile yanımızda yer alıyor.Harcamaların %50 'sini devlet karşılıyor. İster yeni kurulacak işletme olalım, istersek de mevcut tesisi yenileyelim 15,000 Avro'dan 500,000 Avro 'ya ulaşan tutarlarda teşvik ve destek bizi bekliyor.
Amaç, Kırsal alan olarak belirlenmiş bölgelere turizm faaliyeti kazandırmak.Kırsal Turizmin ,
1-Otel yada pansiyon açarak ,
2-Çiftlik turizm tesisi kurarak ,
3-Kahvaltı salonu ve restoran açarak ,
4-Sportif aktivite alanı yatırımları yaparak
5-Tarihi geziler yada doğa gezisi amaçlı tesisler yaparak, gelişeceği öngörülüyor.
Girişimci ve öngörüsü olan herkes bu yatırımları yapıp teşviklerden yararlanabiliyor.Çiftçi yada yeni girişimci olmanız farketmiyor. Üstelik prosedürlere ilişikin tüm iş akışlarını, bu konuya hakim olan danışmanlar aracılığı ile yürütüyorsunuz.Danışman şirketlere bir miktar bedel ödüyorsunuz ama devlet danışmanlara ödenen bedelleri de destekliyor ve teşvik sistemi içinde değerlendiriyor.
Hem işi iyi bilenlerle yola çıkıyor ,hem de harcadığınız paranın yarısını geri alıyorsunuz.
Finans Kontrol Merkezi Size bu konuda tam anlamıyla destek oluyor.
Devlet desteğini almak için yatırımların ,devletin belirlediği 42 ilin en küçük yerleşim birimlerinde yapılması gerekiyor.Bu iller arasında Ankara,Bursa, Çanakkale,Balıkesir vs. birçok büyük şehir yer alıyor.
Siz yeter ki proje üretin ,biz sizinle çözüm ortağı olmaya hazırız.
Sinem Toplan
FinansKontrol Merkezi
2014
Etiketler:
Çiftçi Destek,
Danışmanlık,
Finans,
Girişimci,
Kredi,
Otel,
Sinem Toplan,
Tarım Kredisi,
Tarımsal Destek,
Yatırım
31 Mayıs 2014 Cumartesi
Tahmin sanatı, Ekonomi ve Meteoroloji
EKONOMİ VE METEOROLOJİ
Hem ekonomi, hem de meteoroleoji her ikisi de tahmin sanatı.
Biri bulutları takip ediyor ,Diğeri ise para hareketini.
Bulutları rüzgar yönetiyor ,parayı insan . İnsanı ise algıları ve psikoloji.
Aslında ekonomi, temelde sosyolojiye yani bireye ve bireyin oluşturduğu topluma bağlı. Bu nedenle iktisatçıların işi bir hayli zor oluyor. İleri vadede insanların ,algı ve tutumlarını tahmin etmek neredeyse mucize. Zaten sizler de farketmişsinizdir ki , genel temayül tahminlerin tutmadığı yönünde.
Bu şatlarda iktisatçılar ne yapıyor?
Çok basit .Hemen istatistiğe başvuruyorlar.Yani, geçmişteki insan davranışlarının istatistiği üzerinden hareket ediyorlar.Ekonomiye , istatistik raporu olarak isim vermek de pek yanlış olmasa gerek.Çünkü tüm ekonomik göstergeleri ve grafikleri geçmiş hikayeler oluşturuyor.
Gelecek hikayelerin temelini bugünden olumlu yazmak için beklentiler çok önemli.Olumlu beklenti yaratmak , büyük hedef koymak ,bu hedefe kitleleri inandırmak ,inandırmak için projeler oluşturmak ve en güzeli 2023 yılında Dünya'nın ilk 10 ekonomisi içerisinde yer almak için toplumsal bilinç oluşturmak.
Tarihin en büyük istatistiğini oluşturacağımıza inanıyorum.9 yıl sonra “DünyaTOP 10 “ listelerinde yer almak bence heyecan verici.Bence gençlere “Dünya TOP10” listesine girme heyecanı aşılanarak hedefe ulaşma heyecanı yaratılmalı.
Bu arada , 2023 hedeflerinden bahsedilirken , Lozan Anlaşmasının' da 2023 yılında süresinin dolduğu ve birçok sorunla kaşılaşacağımız tartışılıyor.Bence şimdiden tartışmak çok erken.1923 yılında Lozan imzalandığında ,Yugoslavya 'nın da sözleşmede imzası vardı ama artıkYugoslavya diye bir ülke yok. Sonuç olarak 2023 yılına kadar vaktimiz çok.Daha neler değişecek ? Belki ilk 10 ekonomi hedefini aşıp, ilk 5 ekonomi arasında olacağız. Kim bilir !
Bilgiyi üreten güce sahip olur...
Tahminleri hedeflemeyelim , hedeflerle beklentileri eşitleyelim….
Sinem Toplan
Finans Kontrol Merkezi
2014
KALEKENT BURSA ,
Kalekent Bursa ,
Önce, Kalekent olarak kurulduk. Yeşil Bursa olarak ün yaptık. Otomotivde kendimizi Detroit olarak ilan etmiştik ama vazgeçtik .Artık Türkiye’nin Davos’u olarak anılıyoruz.Uludağ’da ekonomi zirveleri ile başlangıç yaptık ,Dünya çapında ekonomi zirvelerinin yapıldığı Marka kent olma hayali ile yaşıyoruz.
Türkiye'nin sanayi bilançosunu oluşturan Yeşil Bursa, M.Ö 185 yılında kalekent olarak kurulmuş.Kale duvarlarını Sultan Orhan döneminde aşmış ve 1339 yılında ilk Han olan Emirhan’ı yaparak ticareti canlandırmış.Şehrimiz ,aştığı kale duvarlarının ardından, büyümek ve gelişmekte sınır tanımamış , günümüzde Türkiye'nin 2. büyük ihracatçı şehri haline gelmiştir.
Gelişen Otomotiv sanayisi sebebi ile yıllarca Türkiye'nin Detroit'i olarak anılan BURSA, Detroit'in iflas etmesiyle bu ünvanını terk etmiştir. Çünkü Detroit , Amerika'nın iflas eden en büyük kenti olmuştur. Bunun yanında Detroit'in üretim kapasitesi ağırlıklı olarak otomotiv sektörü oluşturmaktaydı. Oysa ki , marka kent olmak yönünde ilerlemekte olan Bursa, Tekstil ,Otomotiv ,Tarım ,Gıda,Makina ve Turizm sektörlerinin tamamını başarı ile bünyesinde barındırmaktadır.
Yeni dönemde , büyüyen ekonomisi ile Türkiye'nin Davos'u olarak anılan Bursa, Marka kent sürecini bence çok kısa sürede tamamlayacak. Bu hedef için ihtiyaçlar çok belirgin,
*Henüz sadece SPK' ya kayıtlı 18 şirketimiz bulunuyor.Halka açılma konusunda şirketlerimizin yeterli ilgiyi göstermediği aşikar.Oysa , Halka arz geliri,şirkete ucuz bir kaynak ile büyüme sağlıyor.,Ayrıca ,Piyasa fiyatı belli olması nedeniyle şirket hisse senetleri teminat olarak gösterilebiliyor.
*Türkiye’nin 2. büyük ihracatçısı olan şehrimizde ihracatın %78 ‘i karayolu ile sağlanıyor.Halen tren ,deniz ve havayolu ulaşımları yeterli seviyede sağlanamadı. Tüm ulaşım ve lojistik ağı tam olarak sağlandığında Bursa’nın ihracat ve üretimde 1. şehir olacağı şimdiden görünüyor.
*Türkiye ekonomisinde Bursa ilk 3 arasında yer alıyor.Teknoloji ,bilişim ,Ar-ge ve İnovasyon konusunda kendini aşabilmesi gereken şehrimizde, Teknoloji Transfer Ofislerinin tanınırlığının artması gerekiyor.Kamu-Özel Sektör –Üniversite işbirliği ile reel sektör doğru yazılım ve projelerle doğru yatırımlara yönelebilecektir.Profesyonelleşmek için en doğru yöntem her işi uzmanı ile yapmaktan ve danışmanlardan destek almaktan geçiyor.
*Tarım sektöründe ise devlet tarımsal yatırım ve projesi bulunan her üreticiyi her türlü teşvik sistemi ile destekliyor.Mühim olan desteklerin ne olduğunu bilmek ve doğru kullanabilmek. Devlet Üreticilerin danışmanlık hizmeti almasını sağlayarak ve bu danışmanlık faturalarını finanse ederek büyük bir teşvik sağlıyor.Tarımkenti Bursa yeter ki bu teşvikleri kullanabilsin.
*Kültür Turizmi günümüzün yükselen değeri haline geldi. 8000 yıl öncesinden bugüne kadar birçok uygarlığı barındıran şehrimizin tanıtımında bugüne kadar çok geride kalmış olsak da artık Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olan şehrimizin kıymetinin farkına vardık.
Hem hedef, hem çözüm belli.Bize kalan sadece ;
Ağaca değil Ormana Bakmak!
Sinem Toplan
Finans Kontrol Merkezi
Etiketler:
Bursa,
Bursa ekomisi,
Bursa Sanayi,
Danışmanlık,
Kültür Turizmi,
SPK,
Tarım
Serbest Ticaret
Serbest Ticaret Anlaşmaları ,
Ticari hayatın içerisindeki
tüm firmalar bilir ki , karlılık satın
almadaki başarıyla başlar.
İthalatta bize bu avantajı,
Gümrük Birliği yada
Serbest Ticaret Anlaşmaları sağlıyor.
Aynı fırsat ihracatımızda da
avantaja dönüşüyor.Bu sefer, karşı ülkede ki ithalatçının vergisel avantajları
bizim sattığımız ürün fiyatını rekabetçi ve tercih edilebilir kılıyor.
Gümrük Birliği avantajları,
ticari hayat içerisinde daha fazla tanınırken ,Serbest Ticaret Anlaşması yaptığımız
ülkelerden sağlanan avantajlar
piyasa tarafından tam tanınmıyor. Oysa ki , STA imzalayan ülkelerin,
birbirlerine indirimli gümrük vergileri, kotaların azaltması veya kaldırması ve
koruma duvarlarını aşağı çekmeleri gibi kolaylıklar sağlayacak uygulamaları
sözkonusudur.STA’larda menşe şartı aranıyor.Gümrük Birliğinde ise serbest
dolaşım esas alınıyor.
Şimdilik ,serbest ticaret
anlaşması bulunan ve yürülükte olan sadece 17 ülke bulunuyor. Çünkü Türkiye, Sadece Avrupa Birliği’nin STA
müzakereleri yürüttüğü ülkelerle STA imzalayabiliyor.
STA
imzalanmış ülkeler arasında ; Arnavutluk, Mısır ,Şili,Tunus,Ürdün ,Bosna
Hersek, Efta (İsviçre, Lihtenştayn, İzlanda ve Norveç),, Fas ,Filistin ,Gürcistan ,İsrail, Karadağ,
Makedonya, Güney Kore,Morityus, Sırbistan yer alıyor. Suriye ile STA
ortaklığımız 2011 yılından beri askıda.
İhracat ve ithalatta fırsatları
yakalayabilmek için STA imzalamış bu
ülkelerin ürünlerini tercih
etmekte fayda var.
Maliyetlerimizin düşmesi ile kaynak verimliliğini artırarak toplumsal
refah seviyemiz artacaktır.
Sinem Toplan
2014
sinemtoplan@gmail.com
Etiketler:
Arnavutluk,
Danışmanlık,
Dış ticaret,
Gümrük Birliği,
İsrail,
Serbest ticaret anlaşması,
STA,
ülkeler
serbest ticaret anlaşmaları
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)