Finans Kontrol Merkezi,Paranın ve gücün merkezi!!!
Finansal Yönetim ve Eğitimler ile yurtiçinde ve yurtdışında çözüm ortağıyız.
Biz Finans Kontrol Merkeziyiz, Finansın Merkezindeyiz
- Finansal Danışmanlık
- Yeni yatırım süreçleri yönetimi nakit finansman
- Dış ticaretin finansmanı
- Hibe,Teşvik,Destek
- Proje Finansmanı
- Paran Kadar Konuş Eğitimleri
- Bankalarla oluşan problemlerin çözümü
- Mevcut teminatları güncellemek
- Müşteri istihbaratı
29 Kasım 2014 Cumartesi
Türkiye'de risk Yönetimi
Risk Yönetimi
Şirketlerde risk yönetimi için , öncelikle olaya bağlı riskleri tanımlamak gerekiyor
Pazar Riski(Oran ,Fiyat ve Endeks risklerini içerir)
Lİkidite Riski
Operasyonel Risk
Kredi Riski
Hukuksal Risk
Her departmanın ilgili risk grubu ile eşleştirilerek ŞİRKET RİSK HARİTASI çıkarılması önemli.
Ülkeyi de bir şirket bilançosu gibi düşünürsek ,
Günümüz Türkiye'si RİSK grubu,
Politik Risk
Jeopolitik Risk
Ekonomik Risk olarak ayrışıyor.
Önümüzde seçim dönemi olsa bile, yabancılar açısından politik açıdan risk olmadığı satın alınmış görünüyor.Bu durum para hareketliliğinin yok hızlı değişmeyeceğine yönelik bir işaret.
Jeopolitik duruma bakıldığında komşularımızın ekonomik verileri örneğin , Yunanistan'da devam eden mali kriz, Rusya'nın üst üste negatif büyüme beklentisinde bulunması yada iç savaşı aktif olan komşular dikkate alındığında Türkiye %3-%4 büyüme öngörüsü ile çevresine göre göreceli olarak daha iyi durumda.
Ekonomik Risk Yönetimi bizim ilk başlığımız olmalı.
STAGFLASYON .=Enflasyon+Durgunluk .Hem Enflasyon ist ortamda bulunan ama enflasyonist ortamın tersine Durgunluk yaşayan Türkiye için uygulanan Tedbirler , Makro ihtiyati politikalar deyimi ile gündemimize yerleşiyor.Bugün, finansal sistemde (bankalar, sigorta şirketleri, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve diğerleri) ortaya çıkabilecek riskleri denetlemek ve düşürmek amacını güden bu makro ihtiyati önlemleri ,ticari şirketlerin kendi risk yönetimlerini yapabilmeleri için iyi takip edilmeleri gerekiyor.
Etiketler:
makro ihtiyati tedbir,
Önlem,
pazar riski,
risk,
Türkiye,
yönetim
21 Eylül 2014 Pazar
Enflasyonu da İTHAL EDİYORUZ...
KUR....
Biz cari açığı olan bir ülkeyiz..
Bu ne demek ?
İthalat ihracattan fazla veriyor demek .
Kur artarsa ne olur ?
Enflasyonu tetikler .Çünkü ithal ettiğimiz ürünler ihracatımızdan fazla.
Kur sebebi ile yüksek fiyat ile ülkeye giren mal enflasyonu tetikler.
Kur artışı İhracatçı için avantajlı desek de ,ithalatımız daha fazla olduğu için ne yazık ki enflasyona etkisi kaçınılmazdır.
Bu sebeple Enflasyonu da ithal ediyoruz....
Etiketler:
Bütçe,
Eğitim,
Ekip oluşturma,
ENFLASYON,
Finansçı olmayanlar için Finansman,
herşey dahil,
Kredi,
Liderlik,
Mali Analiz,
Mentörlük,
Pazarlama,
Satış,
Yatırım
Küllüm Beleş !
Küllüm Beleş!
Otelin biri Küllüm Beleş sloganı ile ülkeye Arap turistleri çekme konusunda başarı göstermiş. Öyle ki ,giderlerken plazma televizonları da beleş zanneden Arap'lar televizyonları yanlarına almayı ihmal etmemişler.
Akıllı otel yönetimi "öngörülü fiyat politikası" sayesinde bu işten zararlı değil bolca karlı çıkmış..Arapların ziyaretlerinin ardı ardı kesilmemiş bu kampanya ile...
Ülke turizm sektörü akılcı politikalar ile canlanıyor. Ülke sanayisinin de "Küllüm Beleş " kampanyalara ihtiyacı var. Fiyat öngörüsü net olduğu yani PAZARI iyi tanıdığımız müddettçe kar etmeme şansımız yok.
Küllüm Beleş =Herşey Dahil
Önemli olan müşteriyi buraya ürün ve hizmet kalitesi ile çekebilmek.
Her yıl ülkemizde üretici kesim, hizmet sektörüne kayıyor ve imalat sanayi daralıyor.
Büyüyen imalat sanayimiz ise ağırlıklı olarak yabancı sermaye etkisi ile oluşuyor.
Satış sonrası hizmetler fiyatın içinde yer almalı ki fark yaratalım. Bugün okul çantasını" 30 yıl garanti" verme taahhüdü ile yüksek fiyata satan markalar var.
Yeni dünya ekonomisi artık müşterinin sadece bugünkü beklentisini değil gelecekteki ürün beklentisini de içeren fiyat ve hizmet politikalarını içinde barındırıyor.
Mal yada hizmeti satın aldıktan sonra bir daha ödeme yapmaya gerek duymayan tüketici KÜLLÜM BELEŞ kampanya mutluluğunu yaşıyor..
Etiketler:
ENFLASYON,
herşey dahil,
Kredi,
Yatırım
4 Eylül 2014 Perşembe
Büyük balık küçük balığı yutamıyor ,çünkü yakalayamıyor….
Türkiye'de
ortalama firma ömürleri 10 yıldan az olup
birçok firma, finansal yönetimi doğru yapamadığı , hızlı ve uygun strateji geliştiremediği ve Pazar fırsatlarını doğru
değerlendiremediği için uzun yaşama şansını yakalayamamaktadır.
Yeni dünya ticaretinde , “Büyük balık küçük balığı yutar “ devri kapanmış,
artık “hızlı balık yavaş balığı avlar” dönemi başlamıştır.
2023
hedeflerine ulaşabilmek için Kobiler ,Yeni Girişimciler ,Tarım Firmaları ve Ticari firmalar için çeşitli fırsatlar ve
teşvikler sunulmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönem “fırsatlar dönemi “ olup
hızlı balık olma yolunda doğru yatırımlara yönelmek hem kişisel kazançlarımız,
hem ülkeye katma değer yaratmak için faydalı olacaktır.
Örneğin; 8
milyon TL ve bu bakiyenin altında
cirosu olan KOBI ‘ler ;belirlenmiş
olan Sahil kıyısı olan bölgelerde Butik otel yada yöresel restoran açmaları
durumunda devlet teşviği alabiliyorlar. Otelin yarısını devlet
ödüyor….Cazip değil mi?
Zeytinyağı
fabrikası kurmaya teşvik var.Ayrıca ,ihraç edilen zeytinyağına da teşvik var.
Ülkemiz zeytinyağı ihracatında 5 litre ve altında ambalajlanmış ürün miktarı yeterli sayıda yer almıyor.Litre miktarı küçük olan Ambalajlı ve markalı ürün satışlarına teşvik
var!! Bursa’nın zeytin yetiştirmeye elverişli Doğasını fırsata döndürme
zamanı..
Ülkemiz ihracat yapısına bakıldığında, ihracatın
önemli bir kısmı yerleşik yabancı etkisi
ile sağlanmaktadır. İhracatta ,Yerleşik
yabancı etkisi ve konsantrasyon azaltılarak yerli sanayicinin payının
artırılması hedefleniyor. Bu sebeple Serbest ticaret anlaşmaları yapılıyor, ülkeler
arası teşvik paketleri oluşturuluyor.
Mesela, Güney Kore'ye ihracat
potansiyeli olan tarım ve gıda ürünleri arasında su ürünleri, mayalar,
endüstriyel bitkiler, şekerli ve çikolatalı mamuller, meyve suyu, makarna, zeytinyağı,
buğday unu ve kabuksuz fındık; sanayi ürünleri arasında ise plastik borular,
plastik mutfak eşyaları, bayan giyim, mücevherat, inşaat demirleri , kablo ve
teller bulunuyor.
Ülkemizin büyüme hızı ortalaması hemen hemen her
dönemde %5 ler seviyesinde yer
almaktadır. Ancak 2023 hedeflerine ulaşmak
için bu ortalamanın %7 üzerine
taşınması gerekmektedir. Her bir firma bu hedefe göre strateji belirlemelidir ki ülke hedefinde sapma yaşamayalım….
Ülkemiz
üretim ve ticaret hacmi her geçen gün
büyümektedir ancak rakip ülkelerin büyüme hızı
halen bizim performansımızın
önünde devam etmektedir. Hızımızı artırıp depar atmazsak, 2023
hedeflerini yakalamak mümkün olamayacaktır. Çünkü şu an için 10. ekonomi olan
Hindistan ‘ın GSYH ‘sı 1,871,000 USD ‘dir. (Türkiye 820,000 Usd,17. ekonomidir.)
Biz büyürken Hindistan da Büyümeye devam edecektir.
*BRICS
ülkelerine kıyasla büyüme hızı,
enflasyon gibi temel makro verilere
baktığımızda Türkiye bu ülkelerin gerisinde kalmaktadır. Üstelik ülkemizin kötü
dönemi dediğimiz 1992-2002
dönemlerindeki makro temel verileri beğenmezken iyi dediğimiz 2003-2013 dönemlerinde makro veriler önceki dönemden daha da geriye
gelmiştir.
Güçlü
yönler,zayıf yönler,fırsatlar ve tehditleri bilirsek ,başarmamak için önümüzde
hiçbir engelimiz kalmamış demektir.
6 Temmuz 2014 Pazar
Orta Gelir Tuzağı
Son 5-6 yıldır , Türkiye'nin kişi başına düşen milli geliri, 10 bin dolar seviyesinde.Kişi başına düşen milli gelirde artış sağlanamıyor.Bu duruma “Orta gelir tuzağı” deniyor.Yüksek gelir seviyesine ulaşmak için yükseliş trendi yakalanamıyor.
Fakirlikten orta halli seviyeye yükselmek daha kolay, orta hallilikten yüksek gelir seviyesine ulaşmak daha zor oluyor.
Fakir ülkelerin,ücret seviyesinin düşük olması sebebiyle orta gelir seviyesine daha kolay ulaşılıyor.
Orta gelir seviyesine ulaşldıktan sonra ,ücretler yükselmiş oluyor.Kısır döngü başlıyor.
2023 yılı için hedeflenen yüksek gelir grubuna "kişi başı 25,000 usd milli gelire" ulaşmak çok kolay görünmüyor.
Bu durumdan kurtulmanın en etkili 1. çözümü ,ileri teknoloji üretebilmek (çünkü yüksek katmadeğer sağlıyor), 2. çözümü ise ithal ikamesidir.Çünkü ithal edilen ürün satın alındığında ,içinde ARGE maliyetini de barındırıyor. Ülkemizde Arge yatırımlarının özendirilmesi gerekiyor.
Son dönemde bu konuya ilişkin çalışmalar başlatıldı .Türkiye'de üretilmeyen ve ithal edilen ürünlerin G.T.İ.P (Gümrük tarife istatistik pozisyonları ) detayları inceleniyor. İthal edilen bu ürünleri iç piyasada üretmek için , hangi firmalarımızın kapasite ve yeterliliklerinin olduğu sektör bazında araştırılıyor.Tespitler sonucunda firmalar ile irtibat sağlanarak, iç piyasada üretim başlatılması hedefleniyor. ( Bu durum aynı zamanda cari açığın düşürülmesini de hedeflemektedir)
Firmaların ARGE yatırımlarını artırmaları için Ekonomi Bakanlığı önderliğinde kümelenme çalışmaları yapılıyor.Firma bazlı eğitim veriliyor.İçinde bulunduğumuz durum son derece önemseniyor ciddi çözüm süreçleri üretiliyor.
Ar-ge yatırımlarının MARKA'laşma ile birlikte desteklenmesi gerekiyor.Markalaşma destekleri henüz tam kıvamına ulaşmış değil.Desteklere ilişkin meblağlar nispeten küçük kalıyor.Ayrıca sadece ürünlerin değil, kentlerin de markalaşması gerekiyor. Her kentin bir logosunun olması gerektiğini düşünüyorum.Kentlerin markalaşması , Şirketlere ve bireylere örnek teşkil edecektir.Bu sayede toplumsal kültür oluşabilecektir.Bu durum makrodan mikroya markalaşmayı özendirme imkanı sağlayacaktır.
YERLİ MALI HAFTA'larının tekrar başlatılması, toplumda yeni bir heyecan yaratabilir.
Üretim büyümenin temelidir.Konusu ne olursa olsun. Hizmet , sanayi,teknoloji ,tasarım vs. Yeter ki amacımız üreterek büyümek olsun.
Google yerine, yerli arama motorlarının oluşturulması, facebook gibi yeni ve yerli bir sosyal ağ yaratılması için yarışma başlatılması gibi örnekler oluşturulabilir.
Heyecan veren ,küçük adımlar ama büyük sonuçlara ihtiyacımız var !!!
Etiketler:
arge,
G.T.İ.P,
Marka,
orta gelir tuzağı,
Yerli Malı haftası
27 Haziran 2014 Cuma
Aslında Faiz yokmuş!
Aslında FAİZ yokmuş?
En başından konuya bakarsak.
Önce para basılıyor. Diyelim ki , 1000 birim para bastık.
Basılan 1000 birimlik paranın öncelikle birilerine borç olarak verilmesi gerekiyor. Borç olarak verdiğimiz için bir bedeli var tabii.%10 faiz istediğimizi varsayalım.Bastığımız parayı devlete ,kamu borcu adı altında satıyoruz.Bu para , devlet iç borçlanma senetleri ile halka,bankalara faiz karşılığı dağıtılıyor.
Şİmdi soruyorum faiz nerede ?
Zaten sadece 1000 birim para bastıysan ,ortada basılmış sadece 1000 birim para var demektir ve hepsini de borç olarak satmışsındır. Faizi ödeyecek basılmış para yok ki geriye faiz ödeyesin.!!!
1-Yeni para basacaksın ki faiz üretesin ...AMA bu yeni bastığın ve sattığın paranın da faizi var ?
2. bastığın para 1. bastığının faizini karşılasada kendini karşılamayacak. Hesap hep açık kalacak demektir.Bu durumda sistem birilerinin var olması birilerinin de yok olması üzerine kurulu demektir.
Bunun adına kapitalist sistem diyoruz.Birisi batmadan ,yok olmadan, diğerinin var olması mümkün değil. O sebeple her zaman birileri krizi yaşacak demektir.Kriz bizimle hep kolkola...
2- Ortada basılı para miktarı zaten belli.Müşterine, senden anapara geri ödemeni istemiyorum ki ! sadece faiz öde diyeceksin. O müşteri faizi sana geri ödedikçe ,sana paranın bir kısmı geri dönecek ama piyasada dönen para miktarı azalacak .Hal böyle olunca ,malların fiyatı artacak. HOŞGELDİN ENFLASYON.
Kısaca ,en başından konuya bakarsak olmayan para için didinip duruyoruz.Faiz hiç yokmuş zaten. Faiz bir rüya , güzel rüyalar ve kabuslar hep aynı sürecin içerisinde var olmaya mahkum!
Sinem Toplan
Finans Kontrol Merkezi
sinemtoplan@hotmail.com
Etiketler:
banka,
Danışmanlık,
ENFLASYON,
FAİZ,
Finansal Danışman,
Para,
Sinem Toplan
19 Haziran 2014 Perşembe
Kredi yada Leasing ?
Kredi mi? Leasing mi?
Borçlanma yöntemini uzun vadeli seçmek nakit akışımızın kontrolünü kolaylaştıracaktır.
Uzun vadeli finansman banka yada leasing aracılığı ile gerçekleşebilir.
Tüm Borçlar arasında ,kısa vadeli kredi toplamı fazlaysa , en kısa zamanda bu kredileri uzun vadeli ve taksitli hale getirmek bilançonuzu güçlendirecek ve şirketiniz nakit akışını düzenleyecektir.
Bankalar uzun vadeli kredileri vermek için talebinizi en ince detayına kadar değerlendiriyor , kredi için mutlaka gayrimenkul ipoteği istiyor, İpotek alınacak yerin ekspertiz değerinin %25 yada %40 eksiği kadar kredilendirme yapıyor. Banka çok uzun vade seçeneği kullandırmayı tercih etmeyip 60 ay vadeyi geçmemeye özen gösteriyor.
Leasing şirketinde durum bankadan biraz daha farklı işliyor.Sat ve kirala sistemi ,birçok ihtiyaca çözüm oluyor.120 aya varan vade imkanı sözkonusu.Alım satıma konu gayrmenkulün genelde %90 ına finansman sağlayabiliyor.Bankaya göre elinize daha fazla nakit geçiyor. Vadelerin uzunluğu nakit yönetimini ayarlamakta fırsat sunuyor.
Eğer yeni bir yatırım planlıyorsanız, bankaların özel anlaşma yaptığı kaynaklarından faydalanabilirsiniz. Kalkınma bankası , Dünya bankası,Avrupa Yatırım Bankası vs. gibi tüm finansman kaynaklarını kullanmak mümkün.Ancak bu kredi seçenekleri toplam sabit yatırım tutarının %50 yada %75 ini finanse ediyor. Yatırım için temel ihtiyaç nakit !! ve nakdin yönetimi.
Leasing , yatırım yada uzun vadeli kredi yapılandırmasında nasıl devreye giriyor?
Öncelikle şirketin üzerine kayıtlı , dükkan,ofis,fabrika,depo ,tarla yada otel bulunması gerekiyor. Şirkete kayıtlı gayrmenkul, Leasing şirketine satılıyor. Leasing şirketinden aynı gayrimenkul kiralanıyor. Kira ödemeleri bittiğinde gayrimenkul tekrar sizin oluyor. Kendi gayrimenkulünüzü taksitle leasing şirketinden kira ödeyerek geri almış oluyorsunuz.
Bu işlemin faydası nedir derseniz öncelikle gayrimenkulünüzün bilançonuzda güncel değerleri yerine ,eski değerleri bulunuyorsa, değerini vergi ödemeden güncellemiş oluyorsunuz.Leasing şirketine yaptığınız satıştan ve geri alımdan doğan vergiler istisna olduğu için vergi avantajı sağlıyorsunuz.Leasing kiralarına vergi ödemiyorsunuz.Ayrıca,tüm bu alım-satıma ilişkin %100 kurumlar vergisi istinası uygulanıyor.
Piyasanın daraldığı şu günlerde leasing şirketi yurtdışından ucuz maliyetli borçlanmayı başardıysa , firmalara bankalardan daha uygun fiyat ile finansman sunabiliyor.
Vergi avantajları ,bilançoyu güçlendirmesi, uzun vadeli kaynak yaratması ,uygun maliyetli finansman sunabilmesi sebebiyle Leasing ile finansman FIRSATINI kullanma zamanıdır...!
Etiketler:
Danışmanlık,
Finansal Danışman,
Kredi,
leasing,
Sinem Toplan,
uzun vade,
Yatırım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)